Студопедия

Главная страница Случайная страница

Разделы сайта

АвтомобилиАстрономияБиологияГеографияДом и садДругие языкиДругоеИнформатикаИсторияКультураЛитератураЛогикаМатематикаМедицинаМеталлургияМеханикаОбразованиеОхрана трудаПедагогикаПолитикаПравоПсихологияРелигияРиторикаСоциологияСпортСтроительствоТехнологияТуризмФизикаФилософияФинансыХимияЧерчениеЭкологияЭкономикаЭлектроника






Lokanta






Ahmet Baksana, spor sarayı nda yeni bir sergi aç ı lmı ş. Bu pazar gü nü nden faydalanarak (yararlanarak) gitsek olmaz mı?

Bedri: «Tok acı n halinden anlamaz» derler. Galiba aç da tokun halinden anlamadan (anlamaktan) yoksundur.

A: Ne demek istiyorsun yani?

B: Hiç sö z anlamaz mı sı n sen? Demek istiyorum ki acı m. «Aç» demedim mi? Sabahtanberi ağ zı ma bir lokma ekmek bile almadı m.

A: Sabahtanberi mi? Gerç ekten de ç ok acı kmı ş sı ndı r. Ama bunun bir ç aresi var. Yani demek istiyorum ki İ steğ ini memnunlukla yerine getirmeğ e hazı rı m. Yolda bir

1 karasapan— соха


lokantaya uğ rar, gü zel bir yemek yeriz.

B.: Bilmem ki... Yanı mdaki para elverir mi gü zel yemek yemeğ e?

A.: Aman, bu hususu hiç dü ş ü nme, benimki var ya, para! (İ ki ahbap yola koyuldu. İ ş te... caddesindeki bir lokantanı n ö nü nden geç iyorlar).

A.: Buraya uğ rasak? Ne dersin? Bence fena bir lokanta

sayı lmaz.

B.: Hay hay. Benim iç in hepsi bir. Ben rasgele bir lokantaya razı yı m. Sı rf bir parç a bir ş ey yesem.

(İ ç eri girip biraz duraksadı lar. Salon hemen hemen boş tu. Hangi masaya otursalar?)

B.: Ş u tarafa gidelim. Hem pencereye yakı n, hem de yemek kokulan gelmiyor. İ ş tahı m yeter derecede aç ı lmı ş, daha da aç mak niyetim yok (... aç mak niyetinde değ ilim).

A.: Sen bilirsin, itirazı m yok. En eyisi ş uraya otur ki aç ı k pencere karş ı nda olsun, ben de soluna oturayı m.

(Oturdular. Masadaki sofra takı mı tamamdı. Her zamanki gibi

her mü ş terinin ö nü nde birbirinin ü stü nde iki tabak var, bunun

sağ ma bir kaş ı kla bir bı ç ak, soluna da bir ç atal konulmuş tur.

Garson, elinde bir yemek listesi, derhal yanları na gitti.)

A. (garsona): Bakar mı sı n? Ç erez namı na sizde ne var?

Garson: Peynir, sucuk, tereyağ ı, yumurta, bö rek, soğ uk balı k, her ç eş it salata... Daha ne istersiniz? İ ş te liste, bakı n.

A.: Bir bakayı m... Ha, bana bir etli sebze. İ ster misin, Bedri? Mü kemmel! İ ki sebze ö yleyse. Tereyağ ı, sonra peynir de getir.

G.: Tamam, efendim. Baş ka?

A.: (Bedri 'ye): Ç orba iç mek istiyor musun? Benden paso (= ben

istemem).


В.: Bir ç orba, hiç olmazsa bir et suyu iç mek fena olmaz, sanı rı m. İ ki kap yemeğ i yemek sağ lı ğ a her halde zarar vermez, fayda verir. (Garsona) Ama yumurtalı olsun et suyu! İ kinci yemek olarak da ya bir kö fte seç elim, ya da...

A.: Birer kebap alsak? Ne gibi kebaplar var sizde?

G.: Dö ner kebap, ş iş kebabı, ç ayı r kebabı filâ n... 1

A.: En iyilerinden getir bize iki tane. Ö yle ki tadı na varalı m.

G.: Baş ü stü ne, efendim.

A.: Ş arap ı smarlayacak mı yı z?

B.: İ stemez. Ama gene sen bilirsin.

A.: Ö yleyse iyilerden bir ş iş e kı rmı zı ş arap. Bir tanesi kaç a olacak?

G.:... lira.

B.: Hay Allah! Ş u pahalı lı ğ a bak.

G.: İ nanı n ki baş ka yerlerden ucuz satı yoruz. Hem de ş arapları mı z enfes... 2

A.: Olur olur, uzatma. Ş ey... Sonra elma suyu olacak sizde. Bir kabı nı getir. Bir susadı m ki (= o kadar su iç mek istiyorum ki...). İ ş te hepsi bu kadar. Ha, az kalsı n unutuyordum. Yemeklerden sonra İ ki tane kahve. (B. 'ye) Sü tlü mü istersin, sade mi olsun?

B.: Erkek denen sü tlü kahve iç mez.

A.: Ö yle deme, ö yle deme. Ben aslanı mı za tatlı lardan da birş eyler getirtmek istiyorum. Hiç olmazsa ü zü m armut getirsin.

B.: Sonra ekmeğ i de değ iş tirt. Masadaki taze değ il. G.: Anladı k beyim, tamam.

1 Dö nerkebap, ş iş kebabı filâ n kebaplar ç eş itlen. 2 enfes = pek nefis, pek gü zel, pek tatlı.


(Garson uzaklaş ı r, bir sü re sonra birer birer yemekleri

getirmeğ e baş lar, iki ahbap ağ ı z tadı yle yer, iç er, karnı nı

doyurur. Nihayet Ahmet Bey hesap gö rü r, gitmeğ e

hazı rlanı yorlar).

A.: İ ş te ş imdi her ş ey yerinde, değ il mi? Kamı mı z tok. Ş iş kebabı ç ok lezzetliydi enfesti, değ il mi? Vallahi, tadı na doyulmaz. Fakat saate bak. Beş e gelmiş. Ç abuk olalı m.

B.: Nedir bu acele? Nereye?

A.: Nası l, sergiye gitmeyecek miyiz?

B.: Bana mü saade. Biraz dinlenmek ihtiyacı ndayı m.

A.: Sergi de bir nevi dinlenme değ il mi? Ası l gayemiz bu değ il miydi?

B.: Doğ al, doğ al, fakat... Bir parç a baş ı mı dinlendirmek istiyorum. Sergiye yarı n gitsek olmaz mı? Not et, yarı n gideriz.

A.: Sen bilirsin. (Ahmet Bedri'ye biraz dargı n olarak dı ş arı

ç ı kar).






© 2023 :: MyLektsii.ru :: Мои Лекции
Все материалы представленные на сайте исключительно с целью ознакомления читателями и не преследуют коммерческих целей или нарушение авторских прав.
Копирование текстов разрешено только с указанием индексируемой ссылки на источник.